‘Ergenekon’ soruşturması ile ilgili haberler, dünya gündeminde yer almaya devam ediyor. İngiltere’nin etkili gazetesi Financial Times, başyazılarından birini bu konuya ayırdı. Gazete, aralarında işadamları, gazeteciler, emekli ordu mensuplarının da bulunduğu 86 kişinin darbe planlamakla suçlanmasının Türkiye’deki siyasi krizin boyutlarını açık bir şekilde gözler önüne serdiğini belirtiyor ve Türkiye’deki durumda AB’nin de sorumluluğu olduğunu kaydediyor. Gazete, “Kriz aynı zamanda, AB’nin Ankara’nın üyelik başvurusunu olumlu yönde ele alma konusundaki içler acısı başarısızlığının bir göstergesi” diyor.
Financial Times’ın başyazısı şöyle devam ediyor:
DARBELERLE, BOMBALARLA BİR YERE GİTMEZ
“AB Türkiye’ye açık bir koşullar listesi ve bir takvim vermiş olsaydı, hem generaller, hem de AK Parti enerjilerini türbana değil, tam üyeliğe odaklarlardı. Darbeler, bombalar ve el bombalarıyla ilgili tartışmalar AB’ye, birliğin içinde de dışında da olsa Türkiye’nin bir yere gitmeyeceğini hatırlatmalı. Birlik, çok geç olmadan Ankara’yla durma noktasına gelen yakınlaşma çabalarını canlandırmalı.”
ÇAĞDAŞ YÜZLÜ İSLAMİ BİR SİYASET GETİRDİLER
Ergenekon soruşturmasının AK Parti’ye karşı açılan kapatma davasıyla aynı döneme denk düştüğünü de hatırlatan yazıda şu ifadeler yer alıyor:
“Davalar siyasi müdahale olmadan devam etmeli. Ancak daha temelde laikler, parlamentoda büyük bir çoğunluğa sahip olan AK Parti’yi iktidardan düşürmek için harcadıkları akıllıca olmayan çabayı gözden geçirmeliler. AK Parti de, türbanı gündeminin bu kadar üst sıralarına almamalıydı. Ancak sonuçta, çağdaş yüzlü İslami bir siyaset geliştirdikleri için övgüyü hak ediyorlar. Kırsal kesimlerdeki yoksulların gelirlerini de artıran ekonomik sicilleri de ortada. Laikler, demokrasi İslamcı hükümetler ürettiğinde de, bu hükümetler demokratik hakları tehdit etmediği sürece, ki AK Parti bunu yapmadı, oy verenlerin kararını kabul etmeli. Ülke geliştikçe Türkiye’nin İslamcıları ve laikleri uzlaşma yolları bulmalı. Aksi takdirde her iki tarafın da istediği modern ulus zarar görecek. Türban konusunda mantıklı bir uzlaşma iyi bir başlangıç olabilir.”
“İKTİDAR MÜCADELESİNİN SON PERDESİ”
Independent gazetesi de, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’in açıklamalarına ayrıntılı biçimde yer verirken, “Zanlıların askeri bir darbeye yol açacak kaos yaratmayı ve Başbakan Erdoğan’ı iktidardan düşürmeyi planladıkları belirtiliyor” diye yazdı.
“Bu dava hükümetle silahlı kuvvetler ve diğer devlet kurumları tarafından desteklenen laik gruplar arasındaki iktidar mücadelesinin son perdesi olarak görülüyor” diyen Independent, ordunun geçmişte üç darbe yaptığını hatırlattı.
GUARDIAN: TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ MÜCADELESİ
Guardian gazetesinin soruşturmayla ilgili haberi “Türkiye’nin geleceğiyle ilgili mücadele yoğunlaşırken, laiklere suçlamalar yöneltildi” başlığını taşıyor. Haberde AK Parti’ye karşı açılan kapatma davasıyla, Ergenekon soruşturması arasında ilişki kuruluyor ve şu ifadelere yer veriliyor:
“Bu iki dava, Türkiye’nin kendisi uğruna verilen bir mücadeleyi temsil ediliyor. Bu mücadelenin bir tarafı da başta ordu ve yargı olmak üzere, AK Parti’nin Atatürk zamanında kurulan laik sistemi yıkma amaçları olduğundan şüphe duyan ülkenin eski muhafızları. Geleneksel olarak laikliğin bekçisi olarak görülen ordu, bazı eski mensuplarının gözaltına alınmasına karşın, Ergenekon’la herhangi bir ilişkisi olduğu iddialarını reddediyor. Soruşturmayı eleştirenlerse AK Parti’nin kapatma davasına misilleme olarak muhaliflerine karşı bir cadı avı başlattığını söylüyor.”
LİBERATİON: DEVLETE KARŞI AŞIRI MİLLİYETÇİ KOMPLO
Fransız Liberation gazetesi, “Devlete karşı aşırı milliyetçi komplo: Adaletin hedefinde 86 sanık” başlığıyla verdiği haberde, iddianamenin açıklanmasını “laik kamp ile 2002 yılından bu yana iktidarda olan İslamcı-muhafazakar AKP arasındaki bilek güreşinin yeni bir bölümü” olarak niteledi.
Haziran 2007’de İstanbul’da bir gecekonduda el bombalarının keşfedilmesiyle başlayan soruşturmada net olmayan kısımlar olduğuna dikkat çeken haberde, “Savcı, iddianameninin önce mahkeme tarafından onaylanması gerektiğini belirterek ayrıntı vermeyi reddetti. Bu da yeni polemikler yarattı. Liberal siyaset uzmanı ve köşe yazarı Ruşen Çakır’a göre, Ergenekon olayı, iktidar partisinin kapatılması amacıyla laik kampın sertlik yanlıları tarafından Anayasa Mahkemesi önünde başlatılan sürece karşı bir misilleme” dendi.
LE FİGARO SANIKLARI TANITTI
Le Figaro gazetesi ise, “Türkiye: Bir darbe için 86 soruşturma” başlıklı haberinde, iddianameyle hedeflenen onlarca kişinin tamamının aşırı milliyetçi harekete mensup olduğunu yazdı, şöyle dedi:
“Bunlar arasında aşırı solcu küçük bir partinin yöneticisi Doğu Perinçek, Ermeni soykırımı konusunda çalışan Türk aydınlara karşı kampanya yürüten aşırı sağcı avukat Kemal Kerinçsiz ve Güneydoğu’daki iç savaş sırasında oluşturulan gizli jandarma komando örgütü JİTEM’in kurucusu Veli Küçük de var.
“Hepsi, İslamcı-muhafazakar hükümeti sarsmak ve askeri harekata zemin hazırlamakla suçlanıyorlar. Liberal basın darbeci paşaların yakalanmasından memnun. Ancak, Ergenekon operasyonu ile laiklik karşıtı faaliyetlerin odak noktası haline geldiği gerekçesiyle AK Parti’nin kapatılmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının Anayasa Mahkemesi önündeki sunumunun aynı güne rastlaması eleştiri konusu oldu. Birçok gözlemci AK Parti’yi Ergenekon’u muhalifleriyle hesaplaşma amaçlı kullandığı gerekçesiyle eleştiriyor.”