SosyalistForum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

SosyalistForum


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Bugünün eleştirisi geleceğe ayna tutar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Okaliptusbl
Admin
Admin
Okaliptusbl


Mesaj Sayısı : 101
Başarı Puanı :
Bugünün eleştirisi geleceğe ayna tutar Left_bar_bleue20 / 10020 / 100Bugünün eleştirisi geleceğe ayna tutar Right_bar_bleue

Rep :
Bugünün eleştirisi geleceğe ayna tutar Left_bar_bleue20 / 10020 / 100Bugünün eleştirisi geleceğe ayna tutar Right_bar_bleue

Ruh Hali : Yorgun
Kayıt tarihi : 22/07/08

Bugünün eleştirisi geleceğe ayna tutar Empty
MesajKonu: Bugünün eleştirisi geleceğe ayna tutar   Bugünün eleştirisi geleceğe ayna tutar Icon_minitimeSalı Tem. 22, 2008 9:41 pm

Marks'a göre şimdiki
yaşadığımız dünya "tersine dönmüş" bir dünyadır. Bu "tersine dönmüş"
dünyayı, insana yabancılaşmış kendi faaliyetimizle kendimiz
yaratmaktayızdır. İnsana yabancılaşmış faaliyet insana aykırı, mistik,
akıl-sır ermez toplumsal ilişkiler olarak ortaya çıkmaktadır. İnsanı
tahakküm altına alan bu mistik toplumsal ilişkiler zihne akarak mistik
kavramları oluşturmaktadır. Mülkiyet, meta, mübadele değeri, para,
ücretli emek, sermaye gibi mistik toplumsal ilişkilerin yansıması olan
mistik kavramlar zihinleri esir almaktadır. Yabancılaşmış faaliyet
içinde kaybolmuş olan mülksüzler, böylece teslim oldukları mistik
bilinçle "içten" de kuşatılmaktadır.


Ekonomi politik gibi "toplumsal bilimler", insana
aykırı toplumsal ilişkilerin zihne akarak oluşturduğu mistik
kavramlarla işlem yapar. Ekonomi politik, içinde bulunduğumuz cinnet
halini akla uygunmuş gibi göstermeye çalışır, böylece teorik ifadesi
olduğu ücretli emek - sermaye düzeninin zihinleri içten kuşatma
işlevini yerine getirir.


Marks'ı bilimci gözle okuyanlar, Marks'ın
kapitalizm sonrası üstüne yeterince yazmamış olduğundan şikâyet
ederler. Onlara göre, Marks'ın ömrü kapitalizm sonrasının "ekonomi
politiğini" yazmaya vefa etmediği için "bilim" eksik kalmış, o yüzden
de sosyalizm kuruculuğunda sorunlarla karşılaşılmıştır.


Pozitivist zihniyet, Marks'ın ekonomi politik
eleştirilerini, ekonomi politiğin burjuva düzeni anlatan bölümünün
eleştirisi olarak okumuştur. Okuma böylesine sığ olunca, hani işçi
sınıfı düzeninin ekonomi politiği diye Marks'a hafiften dokundurmalar
yapılmıştır. Daha sonra, "reel sosyalizm" garabetini akli gösterme
işine soyunan toplum mühendisleri, Marks'ın "eksik bıraktığını"
vehmettikleri "sosyalizmin ekonomi politiği"ni yazma sefaletini
sergilemişlerdir.


İçinde bulunduğumuz yabancılaşmış faaliyetin
zihne akarak oluşturduğu kavramlarla işlem yaparak, yaşanası bir dünya
projesi ortaya konamaz. Çünkü böyle bir "bilimsel" kurgunun kendisi,
mevcut lanetli gerçekliğin kavramlarıyla sakatlı olacağı için, insana
aykırı yaşam tarzının değişik bir versiyonunu meşrulaştırma girişimi
olmaktan öteye gidemez.


Marks, kerameti kendinden menkul bir allâme gibi,
insanların nasıl yaşaması gerektiği üstüne vaaz vermiş ya da yaşanası
toplumun "ekonomi politiğini" yazmaya kalkışmış değildir. Marks'ın
bütün yaptığı, tarih boyunca insana aykırı koşullar içinde kendi sahici
insanlığını yaratma mücadelesi veregelen büyük insanlığın tarihsel
hareketinin açılımlarını gözler önüne sermek olmuştur. Marks, kurtuluş
mücadelesinin tarih boyunca biriktiregeldiği eleştirel bilgiyi
proletaryanın mücadelesinde zenginleştirerek yeniden üretmiş, böylece
kurtuluşun yolunu açmakta olan pratiğe ışık tutmuştur.


Marks'a göre kurtuluşa giden yolu fiilen açmakta
olan proletaryanın mücadelesidir. Bir yandan yabancılaşmış faaliyet ve
onun içten kuşatması ilerlerken, öte yandan proletaryanın kendisini
köle eden insana aykırı toplumsal koşullara karşı mücadelesi
yükselmektedir:


"Mülk sahibi sınıf da
proletarya sınıfı da insanın kendisinden yabancılaşmasının aynısını
sergiler. Fakat mülk sahibi sınıf bu yabancılaşmada kendisini huzurlu
ve güçlenmiş hisseder. Mülk sahibi sınıf yabancılaşmayı kendi iktidarı
olarak görür ve yabancılaşmada insanın varoluşunun dış görünüşünü
bulur. Proletarya sınıfı yabancılaşmada kendisini yok edilmiş hisseder.
Proletarya yabancılaşmada kendisinin iktidarsızlığını ve gayri insani
varoluş gerçeğini görür. Bu, Hegel'in ifadesini kullanırsak,
proletaryanın aşağılanma içinde aşağılanmaya karşı öfkesidir,
infialidir. Proletarya, insani doğası ile insani doğasının kapsamlı,
kesinkes ve yekten inkârı anlamına gelen yaşam koşulları arasındaki
çelişki tarafından infiale doğru zorunlu olarak sürüklenir.


"Dolayısıyla, bu antitez içinde, özel mülkiyet
sahipleri muhafazakâr yanı, proleterler de yıkıcı yanı teşkil ederler.
Özel mülkiyet sahiplerinden antitezi koruma eylemi, proleterlerden de
antitezi yok etme eylemi yükselir." (K. Marks, "Proudhon - Eleştirel Yorum No:2", Kutsal Aile, Eylül - Kasım 1844, METY, (İng.), c. 4, s. 36.)


Ücretli emek - sermaye düzeni kendisini dayattığı her momentte,
otsul bir yaşama mahkum ettiği işçi sınıfıyla çatışmaya girer. Bu
çatışmada, insana aykırı düzeni muhafaza etme mücadelesi pozitif
faaliyet olarak bir taraftadır.


Öte tarafta ise insana aykırı düzene karşı işçi sınıfının negatif
faaliyeti, yani eleştirel, devrimci, kurucu mücadelesi vardır. Negatif
faaliyet ya da yabancılaşmış faaliyeti inkâr mücadelesi, yalıtık
bireyleri komünal insan olarak inşa etmeye yönelen mücadeledir.
Mülksüzlerin eleştirel, devrimci, kurucu pratiği şimdiki "tersine
dönmüş" dünyayı tekrar tersine döndürerek düzeltme, böylece sahici
insan ilişkilerini, yani komünal yaşamı örme potansiyeli taşımaktadır.


Bugünün yabancılaşmış faaliyeti ile yarının komünal faaliyeti aynı
ray üstünde birbirini izleyen iki istasyon değildir. Öyle olsaydı,
birinci istasyonun pozitif bilgileriyle ikinci istasyonu, bugünün
mistik kavramlarıyla yarını tahayyül etmek mümkün olurdu. Oysa komünal
faaliyet yabancılaşmış faaliyetin "tersi"dir. Onun için yabancılaşmış
faaliyetin zihne akarak oluşturduğu pozitif kavramların aynısıyla,
şimdiki halin negatifi olan hali tahayyül etmek mümkün değildir.


Ancak, mülksüzlerin mücadelesinin zihinlere akarak oluşturduğu
eleştirel, devrimci, kurucu diyalektiğin darbeleri altında, zihinleri
içeriden esir alan pozitif kavramları kırıp parçalayarak "tersyüz"
etmek mümkündür. Böylece, şimdiki halin negatifi olan hali genel
hatlarıyla tahayyül etmek mümkündür. Şimdiki insana aykırı ilişkilerin
teorik ve pratik eleştirisinin aksettiği zihinsel aynada geleceğin
siluetini seçmek mümkündür.


Marks, zihinleri içten kuşatan mistik kavramların, fetişist bilinç
biçimlerinin mistik kabuğunu kırıp parçalayarak, insanları esir almış
olan mistik toplumsal ilişkilerin olmadığı bir dünyanın genel
hatlarıyla teorik öngörüsünü ortaya koymuştur. Marks, örneğin metaın,
mübadele değerinin eleştirisi yoluyla o insana aykırı ilişkilerin
"tersi" olan komünal insan ilişkilerini zihnimizde canlandırmaya
çalışmıştır.


Marks, insana aykırı ilişkilerin eleştirisini yaptığı eserlerinde
aynı zamanda gelecekteki komünal insanlığın genel manzarasına da ayna
tutmuştur. Marks, bugünün reel ilişkilerinin eleştirisiyle açtığı
zihinsel kanallardan uzanarak geleceğe zihnen dokunmanın yolunu
göstermiştir.


Ekonomi politiğin eleştirisi yoluyla geleceğe zihnen dokunmak başka
şeydir, geleceğin ekonomi politiği arayışında olmak başka şeydir.
Geleceğin ekonomi politiği arayışında olan bilimci zihniyet,
yabancılaşmış faaliyet tarafından öylesine aptallaştırılmıştır ki,
bugünkü fetiş biçimlerin, bugünkü kavramların geçerli olmadığı komünal
bir yaşamı tasavvur edememektedir.


Ekonomi politik mülkiyet, meta, mübadele değeri, para, fiyat,
ücretli emek, sermaye gibi tahakküm biçimlerinin bilimidir. Ekonomi
politik, teorik ifadesi olduğu bu cinnet biçimleri gibi tarihsel olarak
ölümlüdür. İnsanlığın tarih öncesine ait bu barbarlık ilişkileri
ortadan kaldırılıp atıldığı an, yani komünal insanlık zuhur ettiği an
ekonomi politiğin konusu gerçek dünyadan silinip gideceği için, ekonomi
politik de geçerliliğini yitirecektir.


Geleceği bugünden kurmakta olan mülksüzlerin pratik mücadelesidir.
Mülksüzlerin mücadelesi, içinde bulunduğumuz insana aykırı toplumsal
ilişkilerin pratik eleştirisini yaparak geleceğe doğru ayrı bir
güzergah açmaya çalışmaktadır. Marks'ın yaptığı, gerçek hayatta fiilen
yürüyen bu pratik mücadelenin mantıksal açılımlarını zihnen göstermek
olmuştur.


Kendi gerçekliğini henüz üretememiş evrensel-komünal faaliyetin
zihne akışı olamayacağı için geleceğin dört başı mamur bir teorisi
yapılamaz. Eleştirel, devrimci, kurucu pratiğin gelişerek yaratacağı
evrensel insanlığın detaylı bir resmi şimdiden verilemez. Şimdiki ve
gelecek kuşakların engin yaratıcılığına şimdiden ipotek konulamaz.


Kurtuluşun nasıl bir gerçeklikte zuhur edeceğini, bugünün
mücadelesinden hareketle ancak çok genel hatlarıyla tahayyül
edebiliriz. Teori kendisini yaratan pratiğe çapayla bağlıdır. Teori
bağlı olduğu pratiğin ufuklarının ötesine "uçamaz". Uçarsa, "uçuk"
olur. Teori henüz ortaya çıkmamış geleceğin detaylı işleyişini yazma
iktidarında değildir. Geleceğin yazılması işi, teorinin değil, fakat
geleceğin kendisini maddeten yaratarak "yazacak" olan pratiğin işidir.
Geleceğin yazılması işi, kerameti kendinden menkul "allâme-i
cihan"lara, toplum mühendisi "kurtarıcı" karizmalara değil, fakat kendi
kendini kurtarıcı pratiğiyle geleceği fiilen yaratacak olan işçi
sınıfına aittir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://sosyalizm.catsboard.com
 
Bugünün eleştirisi geleceğe ayna tutar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SosyalistForum :: Frankfurt Okulu :: Teorik Eğitim-
Buraya geçin: