Küba devrimi, 26 Temmuz Hareketiyle birlikte kovulan Fulgencio Batista
rejimi yerine Fidel Castro önderliğinde yeni bir Küba hükümeti
kurulmasıdır. Süreç 26 Temmuz 1953 Moncada Kışlası isyanıyla başlar, 1
Ocak 1959`da Batista`nın kovulması ve Santa Clara, Santiago de Cuba
şehirlerinin Fidel Castro, Che Guevara, Raul Castro liderliğindeki
isyancılar tarafından ele geçirilmesiyle son bulur. "Küba devrimi"
terimi, aynı zamanda kısaca Batista`nın devrilmesi ve Marksist
ilkelerin yeni Küba Hükümeti tarafından uygulanmasını da belirtir.
Nâzım Hikmet'in (Ran) 1961 yılında, devrimden sonra Küba'ya yaptığı
seyahatinde kaleme aldığı "Havana Röportajı" Küba Devrimi tarihi ve
güncelliği üzerine yazılan en etkili sanatsal metinlerden biridir.
(Bkz. Nâzım Hikmet, Son Şiirleri)
Ocak 1956 öncesi26 Temmuz 1953`te yaklaşık yüz kişilik az cephaneli gerilla grubu
Moncada Kışlası`na saldırdı. Birçoğu saldırıda hayatını kaybetti.
Hayatta kalanlar, Fidel Castro ve Raúl Castro da bu gruba dahildir,
kısa süre içinde yakalandı. Dava sonunda hepsi uzun süreli hapis
cezaları aldı. Castro, Isla de la Juventud adasında yer alan Presidio
Modelo hapishanesinde geçirmek üzere 15 yıl hapis cezası aldı.
1955`te baskılar üzerine Batista Moncada baskıncıları da dahil bütün
politik mahkumları serbest bıraktı. Castro kardeşler Meksika`ya sürgün
edildi, burada sürgün edilmiş diğer Kübalılarla tanışıp daha da
güçlendiler. Bu yeniden örgütlenme sürecinde Castro, Arjantinli doktor
Ernesto "Che" Guevara ile tanıştı, Che de onlara katılmakta gecikmedi.
Burada Kübalı eski askeri lider devrimci Alberto Bayo tarafından
eğitildiler.
Meksika`da eğitilen grup Fidel Castro önderliğinde Küba`ya gitmek için
Kasım 1956`ta Granma yatına bindiler. Planlarına göre Doğu Küba`ya
geldikleri zaman Küba`da kalan isyankarlar tarafından genel bir çatışma
başlatılacak böylelikle Batista hükümetini çabucak devireceklerdi.
Ocak 1956 - 1958 ortası Granma
yatı Küba`ya planlanan zamandan daha geç ve planlanan bölgeden daha
doğuya vardı. 26 Temmuz Hareketi`ne bağlı olan llano kanadıyla temas
etmek zorlaştı ve koordine bir saldırı gerçekleştirilemedi. Varıştan
sonra gerillalar Sierra Maestra dağlarına kendi çabalarıyla ilerlemeye
başladılar. Kısa bir süre sonra Küba Hava Kuvvetleri'nin saldırısı
sonucu birçok kişi hayatını kaybetti, yüz civarında kişiden geriye
15-20 kişi kalmıştı. Hayatta kalanlar küçük gruplara ayrılıp, dağlarda
ilerleyerek hayatta kalan kişilere ulaşmaya çalıştılar. Birbirlerini
bulmaları köylü sempatizanlar sayesinde oldu. Bu 12 kişilik küçük grup,
Fidel Castro, Raúl Castro, Camilo Cienfuegos ve Che Guevara da
buradaydı, gerilla kuvvetinin çekirdek lider grubunu oluşturacaklardı.
1956`dan 1958`in ortalarına kadar Castro Ramos Latour, Frank País,
Huber Matos ve diğerlerinin yardımıyla Sierra Maestra dağlarındaki ufak
Batista garnizonlarına başarılı saldırılar düzenledi. Cevap olarak
Batista kontrolü kaybetmemek için Küba`daki şehirlerde kanlı tepkiler
verdi. Che Guevara ve Raúl Castro da dağlarda Batista yanlılarını ve
Castro düşmanlarını idam ederek politik kontrolü sağladı.
Bu zaman diliminde Castro ve ekibi yaklaşık 200 kişiden oluşuyordu ve
bu sayı Küba ordusu ve polis gücünün toplamına (30.000-40.000 arası
Bockman, Chapter 2) oranla oldukça küçüktü. Fakat her çatışma öncesi
savaşmaya isteksiz olan orduydu ve saldırıları etkisiz oluyordu.
Batista güçleri için diğer bir sorun ise Birleşik Devletler tarafından
14 Mart 1958`de konulan ambargoydu. Küba Hava Kuvvetleri uçakları tamir
ettiremiyor ya da yedek parça alamıyordu.
Batista güçleri sonunda Verano Operasyonuyla dağlara güçlü biçimde
saldırmaya başladı. 12.000 asker (yarısından fazlası eğitimsiz erdi) bu
operasyona katıldı fakat Castro`nun kararlı savaşçıları tarafından
püskürtüldü. Örneğin 11 temmuzdan 21 temmuza kadar süren La Plata
Muharebesi`nde Castro`nun güçleri 240 kişiyi esir alırken sadece 3 kişi
kaybetti. 29 temmuzda General Cantillo`nun tuzağına düşen Castro ve
savaşçıları yaklaşık 70 kişiyi yitirdi. Castro 1 Ağustos`ta geçici
ateşkes önerdi ve Cantillo kabul etti. Pazarlıklar sürerken Castro
savaşçılarını tekrar dağlara taşıdı ve operasyonu en az kayıpla
bitirdi. Büyük umutlarla başlatılan Verano Operasyonu Batista hükümeti
için başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Ağustos 1958 - ZaferBatista
saldırısı başarısızlığa uğratıldıktan sonra 21 Ağustos 1958 tarihinde
Castro güçleri saldırmaya başladı. Fidel Castro, Raúl Castro ve Juan
Almeida komutanlığındaki "Oriente" bölgesinde (şimdi 4`e ayrılmıştır,
Santiago de Cuba, Granma, Guantánamo, Holguín) 4 cephe kurulmuştu.
Batista saldırısı sırasında ele geçirilen cephaneler oldukça işe
yaramıştı ve Castro güçleri seri halde zafer kazanmaya başladı.
Bu sırada, Che Guevara, Camilo Cienfuegos ve Jaime Vega
kumandanlığındaki 3 ekip de Santa Clara`ya doğru ilerlemekteydi. Jaime
Vega ekibi yok edildi. Kalan iki ekip ana merkezlere ulaşarak Castro
kumandanlığında olmayan direniş örgütleriyle birleşti. Cienfuegos 30
Aralık 1958`de Yaguajay Çarpışma`sını kazanarak önemli bir başarı elde
etti ("Yaguajay Kahramanı" ismi buradan gelir). Ertesi gün (31 Aralık)
Santa Clara şehri Che Guevara, Cienfuegos ve William Alexander Morgan
güçleri tarafından ele geçirildi. Bu haberler Batista`yı paniğe
sürükledi. Haberi aldıktan saatler sonra, 1 Ocak 1959, uçakla Dominik
Cumhuriyeti`ne kaçtı.
Castro, Batista`nın kaçtığını duydu ve Santiago de Cuba`yı almak için
görüşmelere başladı. 2 Ocak`ta Albay Rubido askerlerine Castro
güçleriyle savaşmamalarını emretti ve şehir ele geçti. Guevara ve
Cienfuegos da Havana`ya aynı saatlerde girdi. Santa Clara`dan Küba`nın
başkenti Havana`ya gelirken hiçbir güçle karşılaşmamışlardı. 6 Ocak`ta
Castro`nun kendisi Havana`ya ulaştı. Küba`nın yeni başkanı ve lideri
belli olmuştu.
1959 sonrası Yüzlerce Batista yanlısı ajan, polis ve asker "insan hakları ihlali" ve
"savaş suçu"ndan idamla yargılandı. Suçlu bulunanların çoğu öldürüldü
yahut uzun süreli hapis cezalarına mahkum edildi. "Devrim adaleti"`ne
bilinen bir örnek de Santiago`yu aldıktan sonra Raul Castro`nun
yönettiği 70 Batista rejimi yanlısı askerin idamıdır. Guevara hapishane
olarak da kullanılan La Cabaña kalesinin en yüksek savcısı oldu.
Batista yanlılarının karşı devrim yapmasından çekiniliyordu ve birçoğu
bu yüzden idam edildi. Ceza almayan birçoğu da polis ve askerlikten
uzaklaştırıldı.