Türkiye’de, Marx’tan haberdar olup da, onun ateist olmadığını düşünen hemen hemen hiç kimse yoktur. Oysa bu ay yayımlanan Andy Blunden imzalı “Marx neden ateist değildi?” başlıklı makale, sanki ezber bozmak istiyor.
Doğru bilinen yanlışlar vardır. Tıpkı, yanlış bilinen doğrular olduğu gibi… Ya da doğru olup olmadığına ilişkin en küçük bir araştırma kaygısı bile taşımadan, aktarıldığı gibi kabul ediliveren bilgiler… Marx’la ateizmin, herhangi bir kuşku duymaksızın ilişkilendirilmesine dayananlar da bu türdendir.
Memleketim insanının, “Din bir araçtır” diyen başbakanın dindarlığını sorgulamak aklına bile gelmez. Ama bu “araç”ın neliğini ve işlevini ortaya koyan, dahası toplumun geniş kesimleri tarafından yalnızca “Din halkın afyonudur” sözüyle tanınan Marx’ın ne olduğunu sorgulamak, onun kendini ne olarak niteleyip nitelemediğini araştırmak da…
Çünkü Türkiye’de, Marx’tan haberdar olup da, onun ateist olmadığını düşünen hemen hemen hiç kimse yoktur. Bu düşüncenin ne kadar doğru olup olmadığı, ne denli geçerlilik değeri taşıyıp taşımadığı ayrı bir tartışma konusudur elbette.
Ancak, Sözcelem Felsefe-Edebiyat Dergisi, bu ay yayımlanan mayıs-haziran sayısında, “Marx neden ateist değildi?” başlığını taşıyan bir makale yayımladı. Rastlantı bu ya, birçok dergide de ünlü “Komünist Manifesto”nun yayınlanışının 160. yılına ilişkin yazıların ardı ardına yayımlandığı sırada…'Marx ateist değildir'
Andy Blunden’in, imzasını taşıyan ve Doğan Barış Kılınç’ın Türkçe’ye çevirdiği makalenin temel önermesi, başlıktan da anlaşılabileceği gibi, “Marx ateist değildir”. Blunden, yalnızca önermeyi ileri sürmekle yetinmiyor: Daha başlığa içsel kıldığı “neden” sorusuyla, önermesini temellendirmeye, gerekçelerini, dayanaklarını ortaya koymaya hazır olduğunun işaretini veriyor.
Andy Blunden ve yazıyı kapaktan veren Sözcelem Felsefe-Edebiyat Dergisi, bugüne dek Türkiye’de Marx üzerine yerli yersiz kelam edenlerin, sanki ezberini bozmak istiyorlar. “Din, ezilen insanın iç çekişi, kalpsiz bir dünyanın kalbi, ruhsuz koşulların ruhudur” diyen Marx için, Blunden, lafı dolandırmadan, “ateist değildir” hükmünü veriyor.
Bu yazının, birilerinin ezberini bozmaya ya da bu konuda bir tartışma başlatmaya ne denli katkı sağlayıp sağlamayacağını bugünden söylemek mümkün değil. Çünkü insanlar, genellikle kanaatlerini ve düşüncelerini kolay kolay sorgulamaya, dahası değiştirmeye yanaşmazlar. Ne de olsa, başkalarının ezberini bozmaya hazır olanlar, sıra kendi ezberlerine geldiğinde “sırra kadem basar”lar, her yerde olduğu gibi, Türkiye’de de…
Hele hele, anlamaktan çok kalıp bilgi ve formülleri, klişe sözleri ve önermeleri ezberlemekten kaynaklanan kanaatler ve düşüncelerse bunlar, sorgulanmasını, eleştirilip, değişmeye açık kılınmasını beklemek daha da zordur. Ama imkansız değildir.
Bilim dogmaları değiştiriyor
Eğer imkansızlık söz konusu olsaydı zaten, tüm ilahi dinlerin, bıkıp usanmadan yineledikleri, “Dünya evrenin merkezinde ve hareketsizdir. Evren sonlu ve sınırlıdır. Allah / Tanrı, evreni yarattıktan sonra arşa istiva etmiştir” önermeleri değişmezdi. Ama değişti. Bilimsel çalışmaların ortaya koyduğu bilgi, dogmalarını tepetaklak ettirdi onlara. Sırasıyla Musevilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet ve bunların bağımlıları, yüzlerce yıl insanların zihnine nakşettikleri, onların bilincine ve düşünme biçimine içsel kıldıkları önermeleri değiştirdiler çaresizce… Tıpkı bu dinler ve bağımlıları gibi, tek tek insanlar da düşünce ve kanaatlerini, inançlarını değiştirebilirler.
Dolayısıyla, insanlar, Marx’a ilişkin de düşüncelerini ve kanaatlerini yeniden değerlendirebilir bu yazı bağlamında. Ki Blunden, Marx’ın, “ateist damgasını 23 yaşında reddettiğini” belirtiyor. Ardı sıra şöyle diyor yazıda: Kendisini bir daha da ateist olarak tanımlamadığı açık bir olgudur.
Andy Blunden’e göre, Marx ateist değildir. Ya size göre?..