SosyalistForum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

SosyalistForum


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Ya Küba sosyalizmi ya global barbarlık -Maria Toledano

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Okaliptusbl
Admin
Admin
Okaliptusbl


Mesaj Sayısı : 101
Başarı Puanı :
Ya Küba sosyalizmi ya global barbarlık -Maria Toledano Left_bar_bleue20 / 10020 / 100Ya Küba sosyalizmi ya global barbarlık -Maria Toledano Right_bar_bleue

Rep :
Ya Küba sosyalizmi ya global barbarlık -Maria Toledano Left_bar_bleue20 / 10020 / 100Ya Küba sosyalizmi ya global barbarlık -Maria Toledano Right_bar_bleue

Ruh Hali : Yorgun
Kayıt tarihi : 22/07/08

Ya Küba sosyalizmi ya global barbarlık -Maria Toledano Empty
MesajKonu: Ya Küba sosyalizmi ya global barbarlık -Maria Toledano   Ya Küba sosyalizmi ya global barbarlık -Maria Toledano Icon_minitimeSalı Tem. 22, 2008 5:52 pm

“Fidel ile veya Fidel’siz, Küba özgürdür çünkü devrimcidir ve devrimcidir çünkü özgürdür.” İñaki Errazkin*

Bir kez daha, Ocak 1959 yılının bir hayli uzağındalar. Küba devrimci süreci, özgür basının ilk sayfalarında yer alıyor. Nasıl oluyor da bu küçük ülke, bu küçük karayıp adası, büyük medyanın ajandasında kendine yer bulabiliyor. Nasıl oluyor da bu küçük ada, her seferinde, kendi müzik ritmiyle böylesine sarsabiliyor. Kötü bir saplantı, iyi gizlenmiş bir patoloji olmalı - genel görüntü içindeki önemsiz işleyişi ve onun tarihi geçmişi dışında kalan şeyleri, zaten anlaşılmıyor – Hem Küba sosyalizminin harici ve dâhili değişimlerinin, batının uyarılarının, bizim ile ne alakası olabilir. Petrol fiyatlarının yükselişi, ırak trajedisi (stratejik müttefikin yeni Vietnam’ı) ve değişmeyen durumu, neo-liberal ekonominin durgunluk sarmalına hapsoluşu onun gerilemekte, turbo-kapitalizmin yıkılmakta olduğunu gösterir(bunu saptamak için bir çift saptama yeterli). Şimdi iletim araçları ve eğemem ideoloji, Fidel Castro, onun açıklamaları, kardeşi Raul ile olan sözde yarışı ( veya aralarındaki soğukluk, yazınsal güne göre vardiyalı bir muhabirleri olsa gerek) ve - geleceğin Asturias prensi ya da Cervantes’i olamaya aday - adalı bir kız çocuğu ile meşgul. Bu “minik” kız, sanal âlemde bulunan birkaç milyon blog çoğunluğundan sadece birinde yazıyor. Onların örnek yıkıcılığı ve baskısı karşısında dikkatli olan Küba’nın, soğuk savaş döneminde, güçlerin jeopolitikalarının nevralji noktalarından biri olduğunu ve Amerika’nın görüş noktasında bulunduğunu kabul ediyoruz. Başkentin coğrafi durumunun içsel mantığı ve Küba’nın anti-emperyalist dış politikasını sürdürmeye devam etmesi, kuzey komşuyu ne kadar endişelendirdiğini de biliyoruz. Ama Şimdi iyi. Berlin Duvarı’nın telejenik* yıkımından (bu gelişimin çok istismar edilemediğine inanıyorum, çünkü 1989 yılında henüz büyük gösteri için hazır değillerdi) ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin yok oluşundan (bir ayyaşın, tank üzerinde boş kâğıtları okuduğu esnada çerçevenin geri kalan kısmı da dachalarında* halkın mallarını yağmalamakla meşguldü.) sonra durum değişmiş olmalıydı. Artık, bloklar politikası, çok kutuplu bir dünyadan söz etmeyi bıraktı (bunu Avrupa’dan saf’lar söylüyor) ve tarihin muhasebecileri hala bunu öğrenemediler. Küba artık jeopolitik bir destek değil, o sadece değişik mülkiyet sistemiyle farklı bir ülke, önemsiz, kültürlü ve farklı.

Beyler, rengârenk danışmanlar (think tanks) ve emir kulları, acaba bu sizler için yeterince önemli değil mi?

Sorun, onurlu bir halk olan Kübalılar. Sorun, nerede bulunurlarsa bulunsunlar, onuruyla yaşayan Kübalılar. Ulusal politikalarının inceliklerini çok iyi bilirler. Bu özelliğimiz pek çok radikal İspanyol (españolísimos) analist için merak konusu olmuş ve bizim politikamızı tanımak istemişlerdir. Elbette; eşsizliklerini, farklı kurtuluş tarihlerini, omurgasız karakterlerini ve onun nasıl baş edilemez olduğunu, göstermeye devam etmek için, buna hakları var. Ama halklar arası ilişkilere şekil vermenin; özeleştiri, önlenemez ekonomik gelişme, içeride ve dışarıda dayanışma gibi açık yürekli ve demokratik (uluslararası forumların korkusu ve ilginçliği için) bir biçimi de mevcut. Fidel Castro senaryosu kayboldu. Sağlığı ve yaşı nedeniyle, sağduyu gereği iktidardan ayrıldı. Sakallıların ebedi düşmanları (her zamanki gibi, fazlasıyla acele ederek), zaferlerinden emin bir şekilde havalara uçtular - Miami’de bütün televizyonların açık ve dört yaşlının bir barda Fidel Castro’yu suçlayış görüntüleri, köşe başlarındaki yaltakçıların, spontane gösterilerdeki gülen imgeleri - hala belleklerde. Avrupa gazeteleri, ölmüş birisinin anısı için yazılmış türünde, haberlerle dolu - Bunların birçoğu da spontane (elbette kutlamaların ve para kazanmanın tam zamanı) - Anlaşılmaz ruh haliyle yazılmış, pürüzsüz metinleri ile hiçbir zaman yayınlamadıkları kadar çok, sıkıcı ve nefret dolu yayınlar yaptılar. Adeta bir öç fırtınası estirdikleri bu insanlar, gençliklerinden beri Küba ile serbest piyasa demokrasinin arasında ki ilişkiye başkanlık yaptılar. Bir grup yurtsever genç (siyaset ve gerçeğin bilgisinin, onları sosyalizme götürdüğü). Fulgencio Batista’nın gece kulübünü ve mafya diktatörlüğünü yıktılar - yüksek maaşlı ve bir o kadarda bilgisizin gece partilerinin ve Show’un* başlama noktasında, hepimizin hazır beklediği bir anda -Brián’dan bir Kübalı, Fidel Castro adlı bir gallego (galicia kökenli) çıka geldi ve ölmedi. Elli yıl sonra eğlenceyi bitirdi. Buda yalnızca Küba sosyalizmini ve Fidel Castro’yu ilgilendirir. Özgür ve Hıristiyan batının etobur seyircilerinin, medyatik gösterileri ise bilhassa bizi üzmeye yöneliktir.

Küba sosyalizmi (siyasal ve ekonomik eşsizlik) veya global barbarlık (ünlü sömürüsünü, büyülü tüketim atmosferi ile gizleyen) öyle görünüyor ki bu teorik seçeneklerden biri XXI. yüz yılda start alacak. Gerçekte, Küba yöneticilerinin, sistemin sonunu getirmekte olduğu konusunda ki (gerçek veya gibi görünen) değişimler üzerine hiç ya da çok az şey söyleyebiliriz. Şimdiki şartlara göre, ( halkın gülük yaşamını kolaylaştıran reformları alkışlamak, eleştirmek ve bazı durumlarda batının yüzünden, belirlenmiş süreçlere kişisel onaylama ile hız vermek) hiç ya da çok az şey denilebilir, çünkü Devrimin, Fidel’ in kontrolsüzlüğünde, bu yeni aşamada nereye doğru yürüdüğünü görmek, yöneticilerin gidişatına saygı duymak, simgesel, ahlâki, kültürel, zihinsel bir sürece ve yaşamsal hedeflere katılmayı gerektirir. Demokrasi diğerinin irade özerkliğine, onun özgürlük alanına ve bütünleşmesine saygı duymaktan ibarettir - pazarın liderleri ateşkessiz sürekli bunu Tekrarlıyorlar. Mademki böyle, yaparız, ama aynı şekilde, Amerika Birleşik Devletleri’nin kurulduğundan beri süre gelen alışılmış uygulaması; müdahale etme, burnunu sokma, olmamalı. Kendi yapılarını da karşılıklı çıkar normlarına göre ayarlamalı. Herhangi bir karmaşık siyasal sürecin gerektirdiği gibi, biz Kübalılarında, olayları dikkatle gözlememize izin verin. Eğer devrim, savaşarak elde ettiği sosyal kazanımlarından ve insani gelişim çizgisinden geri döndürülüyorsa, eğer dava, dünyanın ezilenleri için bir referans olmaktan çıkarsa, Fidel Castro’nun makalelerini, Financial Times veya El Pais* gazetelerinin kaba kopyalarında okumaya gerek kalmayacak, çünkü devrimci olup olmadıklarını, Kübalıların kendileri söyleyecekler.

*İñaki Errazkin- Cien Horas Con Fidel ( Fidel ile Yüz Saat) adlı kitabın yazarı.
*Dacha – Rusya’da kır evlerine verilen ad.
*telejenik-televizyona uygun
*Show-Burada kastedilen, devrimci iktidar mücadelesinin başlama noktasıdır.
*El Pais-İspanya’da çıkan günlük bir gazete.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://sosyalizm.catsboard.com
 
Ya Küba sosyalizmi ya global barbarlık -Maria Toledano
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SosyalistForum :: Siyaset :: Siyaset :: Makaleler-
Buraya geçin: